KPMG, “Uzaktan Çalışmada Güncel Trendler” raporunda 530’dan fazla şirkete uzaktan çalışmayla ilgili değerlendirmelerini sordu. Yüzde 82’sinin EMA bölgesinde yer aldığı katılımcılar arasında çeşitli sektörlerden yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler, mobilite konusunda uzman kişiler, insan kaynakları yetkilileri, vergi ve iş hukuku uzmanları bulunuyor. Raporda ortaya çıkan sonuçlar, uzaktan çalışma konusunda küresel eğilimlerin yanı sıra bölgesel ve sektör farklılıkları hakkında da önemli fikirler veriyor.
Raporu değerlendiren KPMG Türkiye İnsan ve Değişim Hizmetleri Direktörü Jan Erdem Yılmaz, “Şirketler, hızlı bir dönüşüm sürecinde geleceğin çalışma hayatına hazırlık yaparken kesinleşen bir gerçek var. Uzaktan çalışma, yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Gerek mevcut çalışanların talepleri gerekse de rekabetin yoğun olduğu yetenek pazarında öne geçme ihtiyacıyla birlikte uzaktan çalışma politikaları yükselişte. Bu aşamada, şirketlerin esnekliğin nasıl ve ne ölçüde olacağını netleştirmesi önem taşıyor. Özellikle işin gereksinimleri ile ilgili olarak fonksiyonlar özelinde özelleştirilmiş yaklaşımların benimsenmesi ve bu yaklaşımın çalışan bağlılığı ve verimliliği eksenlerinde kurgulanması önem kazanıyor. Ayrıca uzaktan çalışma, özellikle uluslararası boyut kazandığında karmaşık vergisel ve yasal süreçleri beraberinde getirebiliyor ya da iş ve sosyal güvenlik uygulamalarına ilişkin endişelere yol açabiliyor. Bu nedenle şirketlerin çalışma modellerini dönüştürürken uyum ve risk konularını da göz önünde bulundurması kritik önem taşıyor” dedi.
KPMG’nin raporunda öne çıkan başlıklar ise aşağıdaki gibi:
Uzaktan çalışma politikaları yaygınlaşıyor
Rapora göre şirketlerin yüzde 89’u şu an uzaktan çalışma politikasını zaten uyguluyor veya uygulamayı planlıyor. Kuruluşların yarısından fazlası (yüzde 52) uzaktan çalışma politikası uygulamayı düşünürken yüzde 37’si zaten halihazırda uyguluyor. Bu şekilde bir politika uygulamayı düşünmeyenlerin oranı ise sadece yüzde 5’te kalıyor.
Telekomünikasyon ve teknoloji sektörü başı çekiyor
Bununla birlikte, stratejiler her kuruluşun iş modeline, uzun vadeli stratejik hedeflerine ve kurumsal kültürüne göre değişiyor. Telekomünikasyon ve teknoloji sektörü yüzde 64 ile bu modeli uygulayanların başını çekerken, bu iki sektörde uzaktan çalışmayı değerlendirme aşamasında olanların oranı ise yüzde 27 seviyesinde bulunuyor. BT tabanlı şirketlerin, özellikle de startup sektöründekilerin, hızlı karar verebilmesi ve uzaktan çalışmanın çoğu zaman bir DNA’larının bir parçası olması nedeniyle bu sektörlerdeki yüksek oran da şaşırtıcı değil.
İş yerinde olmanın gerekli olduğu şirketler dahi uzaktan çalışmayı düşünüyor
Diğer yandan ilginç bir şekilde yiyecek, içecek, perakende ve tüketici sektörlerindeki katılımcıların yüzde 90’nı uzaktan çalışma politikası planladıklarını belirtti. Bunların yüzde 40’ı bu politikayı uygulamayı düşünürken yüzde 60’ı şu an uygulamakta olduklarını belirtiyor. İmalat sektörü için, iş yerinde daha fazla çalışmanın gerekliliği göz önüne alındığında, bu sonuçlar daha da şaşırtıcı oldu. Hatta bazı şirketler, sanal gerçeklik gözlükleri ile uzaktan makine bakımı yapılması gibi yeni teknolojiler kullanılarak işgücünün uzaktan çalışabileceğini ifade ediyor.
Uzaktan çalışmanın hayata geçirilmesinde çalışanların istekleri ana etken
Uzaktan çalışma nedenlerinin başında ise çalışanlardan gelen istekler ve COVID-19 kısıtlamaları geliyor. Şirketlerin dörtte biri (yüzde 25) için çalışanlardan gelen talepler, uzaktan çalışmayı hayata geçirmenin temel nedeni oldu. Şirketlerin yüzde 18’i uzaktan çalışmanın gerekli olduğunu ve yetenek pazarında markayı tanımladığını söylerken yüzde 12’si yetenek eksikliğini gidermeye yardımcı olduğunu söyledi. Özetle, kuruluşların yarısından fazlası (yüzde 55), uzaktan çalışma politikalarını işleri veya dış faktörlerden ötürü değil çalışanlarının isteklerini karşılamak için hayata geçirdi.
Uzaktan çalışma hala ülke içi ile sınırlı kalıyor
Uzaktan çalışma yöntemleri de kuruluşlara göre değişiklik gösteriyor. Yüzde 42 ile çoğu şirket, ülke sınırları içinde uzaktan çalışmaya odaklanıyor. Ülke dışında uzaktan çalışma söz konusu olduğunda, şirketlerin yüzde 22’si 90 günden daha az bir süre için kısa süreli uzaktan çalışma yöntemini düşünüyor. 90 günden fazla süre için bu oran yüzde 8’e kadar düşüyor. Ayrıca katılımcıların sadece yüzde 9’u ülke dışından bu yöntemle işe alım yapmayı değerlendirdiklerini belirtiyor.
En büyük zorluklar vergi ve yasal uyumluluk
Vergi ve yasal uyumluluk yüzde 88 ile uzaktan çalışmayı uygulamak isteyen şirketler için en büyük zorluklar olarak öne çıkıyor. Halihazırda ülke sınırları içinde dikkate alınması gereken çeşitli vergi ve yasal düzenlemeler olduğu düşünüldüğünde bu sonuç şaşırtıcı değil. Örneğin, sağlık ve güvenlik, veri koruma ve BT güvenliği, gelir ve kurumlar vergisi düzenlemeleri ile ilgili ülkelere göre değişen işveren yükümlülükleri bulunuyor. Ülke sınırlarının dışında, daha fazla uluslararası düzenlemeler devreye girdikçe uyum daha da karmaşık hale geliyor. Yasal standartların olmaması ve vergi alanında belirsizlik, sınır ötesi uzaktan çalışmanın ele alınmasında önemli bir engel teşkil ediyor. Sonuç olarak, sınır ötesi uzaktan çalışmayı uygulama kararı bir yandan şirkete özgü risk değerlendirmelerine ve diğer yandan iş ve yetenek gereksinimlerine bağlı kalıyor. Vergi ve yasal uyumlulukta sonra uzaktan çalışmanın önündeki diğer zorluklar arasında sırasıyla verimli süreçler oluşturmak (yüzde 21), çalışan takibi ve teknoloji (yüzde 18), iletişim (yüzde 10) geliyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.